Tarih batman olduktan
sonrasıydı. Böyle etraf flulaşmaya başlasın ve
rüyamsı filimsi ana o ana gidelim bebek. Uzun
zamandan beri ilk defa
içimde umut yeşermeye başladı. Sebepleri söze
dökmek zor olsa da bunu
hissetmek güzel. Tıpkı uzun bir kıştan sonra gelen
bir bahar gibi bu
umut; tatlı, ılık ve mis kokulu. Çam ağacının
denize yakın olduğu bir
yerdi sanırım. Orada işe başlayacak olan bir kız
vardı. İlk defa
ailesinden uzaktaydı. Arkadaşı sırtından
bıçaklamış ama o bulunduğu
durumu öyle güzel çeviriyordu ki. Onu çam ağacının
arkasından merakla
izliyordum.
Birşeylerin değişmek üzere olduğu hissinin ne
demek olduğunu unutmuşum
izlerken fark etmiştim. Teslim olmuşum hayata.
Hayat kafama ttokmak
vurmuş. Ağzımdaki lokmaları hep almıiş. Ve işin
acı yanı bunu şimdiye
dek hiç farketmemişim. Ama o gün dedim ki bugün
anlıyorum ki, insan
teslim olmadığı müddetçe, kalbi cesaretle attığı
sürece her zaman
birşeylerin değişme olasılığı mevcut. Gücün
kararlılığın bebeğim çam
ağacının arkasından öyle büyük görünüyordu ki.
Tek tek bunu hissedebiliriz her aslında. Kendi
küçük dünyalarımızda,
aptalca işlerimizde hissedebiliriz. Neyin neden
olduğunu bilmeden
rüzgarla gelen bir değişimin o tatlı kokusunu
tadını çıkara çıkara
duyabiliriz burun deliklerimizde. Hele benim ki
gibi burnun varsa. Ama
sendeki küçük. Bu yüzden de çam aağacının
arkasından öyle soluksuz
izledim seni ki . Sanki göl olmak için damlarken.
Birden fululaşır
zihnin ve de bir de kocaman bir değişimin gürül
gürül bir çağlayan
gibi uzaktan gelen sesi vardır bu cümle ya da buna
benzer gürüldeyen
su ve akan su deyince böyle suyun içinde taşı
siper eden kendine çoçuk
kahramanımız geliyor maral ananın kaybını
babasının hasretiyle
birleştiren kahramanımızın. ki hayatlarımızın arka
planında işte o ses
şır şır. hem bizim küçük hayatlarımızı hem de bizi
çepeçevre
kucaklayan havayı sarar sarmalar fışlarken. İşte
bu bizi hem tek tek
kucaklar hem de toplu halde.
Bazıları bu umudu aptalca bir iyimserlik olarak
yorumluyor. Hiç
sakıncası yok bebek. Her ne olursa olsun umut
iyidir ve herkese
herşeyden çok lazımdır. O cesur insan yüreğinin
yakıtıdır. Bizi ayakta
tutar, uyuşmuş ellerimize kollarımıza
bacaklarımıza kan pompalar.
Aptalca ya da değil, dayanaktan yoksun ya da
sağlam temelli, ne olursa
olsun inan bana umut her zaman herşey için
lazımdır insanoğluna. Ben
yanlış yaptığımı da düşündüm ama o senin fışıl
fışıl sesin benim bir
parçam oldu. Ben de taş olayım oradaki bebek. Hani
böyle bunamış yosun
tutmuş gıyık gıyık cips paketi üzerinde duran.
Bu yüzden öfkeden ve küfürden ziyade, büyük ya da
küçük işlerde o umut
ateşine küçük bir dal parçası da olsa atmak lazım.
Şimdi o taşa
takılan bir değnek gelsin aklına. Biri birşeyden
şikayet ettiğinde,
dünya bir başkasının sırtına tüm gücüyle
bindiğinde, herşey arap
saçına döndüğünde ısrarla ve inatla umudu
zerketmeliyiz birbirimizin
omzuna.
Dünya yanmadığı ve kıyamet kopmadığı sürece, nefes
aldığım sürece her
zaman küçük de olsa doğru olmayanı destekleme 3
oda 1 salonda kediyi
de alıp fışıl fışıl duş aldırmak lazım. Kediler
suyu da sevmez genelde
ama olsun. Belki bir gün sever. Gıyık gıyık cips
paketimle bekliyor
olacağım .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder