30 Haziran 2019 Pazar

Alıntılardan Oluşan



Seni yorgun bir günün akşamında yemek yerken düşünüyorum. Hani o sesindeki sebebini bilmediğin kederi kimsenin duymasını istemediğin akşamlarda. Loş bir ışık yüzüne vurmuş oluyor. Tam da şuan güneş batarken. Sen öylesine uzaklaşmış oluyorsun ki hayattan, benden, hatta kendinden. Susuyorum.

Seni masaya ayaklarını uzattmış elindeki kitaba dalmışken düşünüyorum. Gözlerin o yukarı bakışı yapıyor ve üzerine koşarken buluyorum kendimi. Saati unutuyoruz ve günü planları yerine getirmeden bitiriyoruz. Hava kararıyor sen o kör ışıkta hala okumanı sürdürüyorsun. Ben gelip de sana yaramazlık yapıyorum. O karmaşada yüzünden bir öpücük alıyorum cennetten kooparatif.

Seni bir de, otelde çalıştıktan sonra yaz akşamlarında, şehrin onca gürültüsünün içinden sıyrılıp geldiğin, deniz kıyısında düşünüyorum.Denize vuran dalgaya bakarken ve elinde bir dergiyle , bu ortamı mesajları ile bozan bana nasıl sinir olmuyorsun şaşıyorum. Ve ben o sırada seni düşünüyor oluyorum. Baksana yarasanın yaşlı kaşına.

Seni yemek yaparken düşünüyorum. Bayadır duvara bakıp hayal kuruyorum. Mantar çorbasını şiir yazar gibi yapmanı izliyorum. ya da tavukları küçük küçük doğraman çok keyif veriyor anlamadım. Sanki bir meksika dizisi izler gibi izliyorum seni. 

Kendi kendine konuşmalarını görüyorum bir de. Televizyon izlerken o tatlı sesinle, kendi kendine eleştiri yapman beni keyiflendiriyor. Anlamadığım konular bile olsa katılmak için can atıyorum. Bu cahilliğimle ben göremediğin bir gökkuşağı oluyorum. Yukarda mıyım aşağıda mıyım... Konu gelin kaynana olunca bunu biliyorum. Oysa ben seni dinliyorum. Ne dediğine aldırmadan, sırf sesindeki o tatlı tınıyı duymayı istediğim için her sözcüğe ayrı bir sevgi duyarak dinliyorum. Ve sen hala kendi kendine konuştuğunu sanıyorsun.

Seni günün her saatinde düşünüyorum. Uyanınca yüzdeki o iz gibi gecenin izi vucüttaki dövme gibi gamzelerin gibi. 25 senedir uykudaydım ve sonra uyandım. Güneş ilk kez doğmuştu. Ben o elini tutunca hissettiğim izler. Duygularım havlayınca anladım huzura kavuşmuştum. Tiramisu ile kakao gibiydi. 

Ve seni düşünüyorum özlüyorum. Doğuştan gelen özlemin insanın içini yok edisi virüsü.  Bu sisteme isyan ediyorum bazen. Özlem beni ne hale getiriyor diye. İsyan ediyorum bu dünya neden böyle.  Sorgulayıp durdum neden konuşmaktan önce söktük ağlamayı. Bu bize bir mesaj mıydı yoksa sulu boya ile resim mi yapıyordu. Soğuk gecenin içinde kollarında olmak işte tüm yolların sana çıktığı yer orası. Ve seni daha çok özlüyorum.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder